Jeoloji mühendisi İmamoğlu açıkladı: Diyarbakır tehlikede mi?
DİYARBAKIR -Depremlerle ilgili bilimsel araştırmalardan ve deprem anında neler yapmamız gerektiği konusunda bilgi sahibi olmazsak korkarız. Maraş’ta meydana gelen depremler bize bunu gösterdi. Depreme karşı hiçbir hazırlığınız yoksa yalnızca korkarsınız. Çünkü deprem insanın kendini savunamadığı tuhaf bir olaydır. Tuhaftır çünkü sırları çözülse de tam olarak üstesinden gelinemeyecek bir olaydır. Bu yüzden deprem anında şaşırıp donup kalırız, panikleyip balkondan atlarız.
Peki bir bilim adamı deprem sırasında ne yapar? Akademisyen ve jeoloji mühendisi Dr. Şefik İmamoğlu, Maraş’taki deprem sırasında evindeydi ve deprem haritası üzerinde çalışma yapıyordu. Evinin depreme dayanıklı olduğunu bilmesine rağmen depremin şiddeti karşısında dehşete kapıldı. Elbette kendisi için değil, depremin merkezinde yaşayan insanlar için. Çünkü Türkiye gibi depremlerden ders almayan ve gerekli önlemleri almayan bir ülkeye bu büyüklükte bir depremin ne yapacağını biliyor.
Şefik İmamoğlu endişelenmekte haksız değildi. Depremin birçok il ve ilçeyi vurduğu kısa sürede anlaşılacaktı. Depremde resmi rakamlara göre 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 107 bin 500 kişi de yaralandı. Diyarbakır kent merkezinde 6 bina çöktü, 412 kişi hayatını kaybetti, 901 kişi de yaralandı.
Diyarbakır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen çalışmalar sonucunda 8 bin 387 bina ve 26 bin 146 bağımsız bölümde “ağır ve orta hasarlı, acil yıkılacak yapılar” tespit edildi.
Bu ağır bilanço, Türkiye’nin diğer illeri gibi Diyarbakır’ın da depreme hazırlıklı olmadığını gösterdi.
GÖÇ, UYGUN OLMAYAN KENTLEŞMEYE NEDEN OLDU
Maraş’ta meydana gelen depremin neden Diyarbakır’da etkili olduğunu anlatan Şefik İmamoğlu, yıkılan yapıların depreme dayanıklı olmadığını söylüyor. İmamoğlu’na göre Diyarbakır’ın temeli sağlam. “Ancak” diyor ve özetliyor: “Diyarbakır’ın zemini bazalt. Ancak bazı yerlerde bu bazalt çakıl halinde ve bu da güvenilir değil. Bazı yerlerde ise bazaltların üzerinde çok kalın bir toprak tabakası oluşmuş. bazalttır ve bina inşa ederken buna dikkat etmek gerekir.”
İmamoğlu, zemin denetiminin yapılması gerektiğini ısrarla vurguluyor. Binalar temelin durumu dikkate alınarak inşa edilmelidir. Ayrıca şöyle diyor: “Diyarbakır’ın zemini genel olarak sağlam ama bu sağlam zemin üzerine yapılan binalar depreme dayanıklı değil.”
Bağlar ilçesi 6 Şubat depreminde en çok zarar gören ilçe oldu. İmamoğlu, 1990’lı yıllarda Diyarbakır’a yoğun bir göç yaşandığını hatırlatıyor. Konut ihtiyacını karşılamak amacıyla inşaatlara girişildi ve birbirine bitişik çok katlı binalar inşa edildi. İmamoğlu, “1999 depreminden sonra yeni kanunlar çıkarıldı. Bağlar’daki bu binalar 1999’dan önce yapılmıştı. Dolayısıyla bu binaların depreme ne kadar dayanıklı olduğuna bakmak gerekiyor.”
Diyarbakır’a göç, pek çok sorunla birlikte plansız kentleşmeye de neden oldu. Bu nedenle 1990’lı yıllarda inşa edilen binaların önemli bir kısmı Maraş’taki depremlerden etkilenmiştir.
DEPREM BÖLGESİNDEYİZ, ÖNLEM ALMALIYIZ
İmamoğlu, depreme dayanıklı yapıların yanı sıra deprem durumunda ne yapılması gerektiği konusunda da hazırlık yapılması ve eğitim verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. İmamoğlu, “Sadece vatandaşların değil, depreme ilk müdahale edecek kurumların da yeterli donanıma sahip olması gerekiyor. Ordular neden tatbikat yapıyor? Böylece askerler savaşa hazır olsun. Tatbikat yapılmazsa hayır. Savaş çıkınca, ordu dağılınca ne yapılacağını insan bilir. Maalesef Türkiye bir deprem bölgesi. “Bunu bildiğimize göre depremde ne yapacağımızı da bilmemiz gerekiyor. Aksi takdirde kaos yaşanacak, yıkılan yerlere zamanında müdahale edilemeyecek, can kayıpları ve ekonomik kayıplar artacak” diye konuştu.
DİYARBAKIR TEHLİKEDE Mİ?
Maraş’ta yaşanan depremler, Diyarbakır’da 6 binayı yıktı, binlercesini kullanılamaz hale getirdi. Peki, Diyarbakır tehlikede mi? Diyarbakır’ın merkezinden geçen büyük ve aktif bir fay hattının bulunmadığını belirten İmamoğlu, şöyle konuştu: “Küçük atımlı, küçük faylar var. Büyük deprem beklemiyoruz. Maraş’tan sonra Kayapınar’da da deprem oldu. Fark bariz. Buradaki kırıklar büyük faylar boyunca yer değiştirmelerden kaynaklanmaktadır.” “Ana fay hatları boyunca küçük yer değiştirmeler sonucu oluşan depremlerdir. Çünkü ana fay hatları üzerindeki hareketlilik, aradaki küçük yerlerde de değişikliklere neden olabilir.”
Diyarbakır için asıl tehlike Maraş’ta olduğu gibi çevre illerde. İmamoğlu, Diyarbakır çevresindeki aktif fay hatlarına dikkat çekerek, “Diyarbakır çevresindeki aktif fay hatlarından etkilenebilir mesela. Biliyorsunuz arkadan geçen Bitlis-Zagros Bindirme Sınırı olarak da bilinen Güneydoğu Anadolu Bindirmesi” Lice ve Kulp, 7 büyüklüğüne yakın deprem üretebilir. 6 Eylül 1975. “2017 yılında meydana gelen 6,7 büyüklüğündeki Lice depremi, Lice’nin hemen arkasından geçen Bitlis Zagros Bindirme Hattı üzerinde meydana geldi. Deprem anında Lice’nin arkasındaki kayaların Lice’nin üzerine yuvarlanması, depremin yarattığı yıkımın yanı sıra büyük hasara da yol açtı.”
İmamoğlu, Diyarbakır’ın şimdiki Sur ilçesinden oluştuğunu ve evlerin çok katlı olmadığına dikkat çekiyor. Şehir büyüdükçe katlar artar, önlem alınmadığı takdirde yıkım ve tehlike artar.
BÜYÜK SORUNLARIN ORTASINDA
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni kuzeyden saran bindirme hattının Diyarbakır’da olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Güneydoğu Anadolu Bindirmesi veya Bitlis-Zagros Bindirme Kuşağı, Çelikhan tarafında Doğu Anadolu fay hattının kavşağından başlar. Adıyaman ve Kahta’nın kuzeyinden Çermik, Çüngüş, Alacakaya’ya kadar Hani, Dicle, Lice, Sason, Kozluk’tan geçer. , Pervari Hakkari’ye doğru devam ediyor. 1930 yılında Hakkari bölgesinde 7.2 büyüklüğünde büyük bir depreme neden oldu. 2017 yılında da Halepçe depremine neden oldu. Bu hat, İran’ın güneyindeki Makran’da 8.2 büyüklüğünde depreme neden oldu. Pakistan’dan Himalayalar’a kadar uzanan bu bindirme hattı, İran içerisinde 400 kilometre genişliğinde bir bölge olarak devam ederek 2011 yılında 7,2 büyüklüğündeki Van depremine neden olmuştur.”
‘ÇEVRE İLLERDEKİ DEPREMLER DİYARBAKIR’I ETKİLEDİ’
Bütün sismologların işaret ettiği Bingöl depremi de Diyarbakır’ın hemen yanında meydana gelecek. İmamoğlu’na Bingöl depremini ve bunun Diyarbakır’a etkisini de sorduk.
İmamoğlu, şöyle konuştu: “Erzincan’dan Karlıova’ya kadar olan bölgede 1790’dan bu yana büyük bir deprem olmadı. Burada pek normal bir hareketlilik yok. Karlıova tarafında ise 2015 yılının Mart ayında iki günde 5,7 ve 5,9 büyüklüğünde üç deprem yaşandı. ve 2020’de 5,7 büyüklüğünde üç.” Bir deprem oldu. Bunlar bile pek çok yıkıma neden oldu. Yedisu bölümü sismik bir boşluktur ve sismik boşlukta depremin ne zaman olacağı konusunda bir şey söyleyemeyiz. Her an orada bir deprem olabilir. Daha önceki depremlere ilişkin elimizde yeterli veri bulunmadığından dönem hakkında bir şey söyleyemeyiz. Ancak 7″ Bu büyüklükte bir depremin Diyarbakır’ı etkileyeceğini söyleyebiliriz. Buna göre hazırlıkların yapılması gerekiyor. Maraş depreminde hasar gören binaların bir an önce onarılması veya yıkılması gerekiyor. Yeni binaların zemin etütleri yapılarak yeni binalara geçilmesi gerekiyor. Binaların deprem yönetmeliğine uygun yapılması gerekiyor.”
Şefik İmamoğlu ile yaptığım görüşmeden çıkardığım sonuç şuydu: Diyarbakır’ın yeri birçok şehirden daha güçlü. Fay hattı buradan geçmiyor ancak çevre illerdeki depremlerden etkilenecek. Dolayısıyla deprem konusunda biraz şanslı bir şehir. Müteahhitten belediyeye kadar herkes üzerine düşeni yaparsa hayatımız boyunca çalıştığımız evlerin bize mezar olma riski en aza inecek. Japonlar gibi biz de evlerimizde deprem korkusu olmadan yaşayabiliriz.